dokun
Bursa
Armutlu Hamamı
Bursa’nın en eski kaplıcası Armutlu Hamamı olarak da bilinen Eski Kaplıca'dır. Söylentilere göre Kaplıcanın bulunduğu yerde eskiden Bizanslılar’a ait bir hamam kalıntısı vardır. I. Murat tarafından 1394 yılında çifte hamam olarak yaptırılan binaya, 1511 yılında II. Bayezid zamanında soğukluk bölümü eklenmiştir.
Binanın duvarları taş ve tuğladan yapılmış ortasında büyük bir şadırvan bulunan soğukluk bölümünün üzeri de kubbe ile örtülüdür. Bu bölümün altında mahzen veya ahır olarak kullanıldığı düşünülen bir bodrum katı yer alır. Merkezinde ufak bir şadırvan, sağında küçük bir oda bulunan hamamın ılıklık bölümünde sekiz sütunu birbirine bağlayan yuvarlak kemerler kubbeyi taşırlar. Sıcaklık bölümünü örten kubbe ise yedi metre çapındaki havuzun çevresindeki sekiz sütunu birbirine bağlayan yuvarlak kemerlerin üzerinde bulunur. Sütunlar ve sütun başlıkları ile havuz kenarında ağzından sıcak su akan aslan ağzı Bizans Dönemi'nden kalmadır.
İpek Kumaşlar, Havlular
İpek ve ipekböcekçiliği ile özdeşleşen Bursa İpek Yolu’nun son duraklarından biridir. “İpek” ve “ipekböcekçiliği” terimleri, Bursa’nın adını, yeşilini ve güzelliğini yüzyıllardır kervanlarla dünyanın bir ucundan diğer ucuna taşıyan değerler arasında yer alır. İpekböceği yetiştiriciliği ve ipek üretimi, bir zamanlar Bursa’nın en önemli üretim koluyken, günümüzde ikincil bir iş kolu haline gelmiştir. Kozalardan elde edilen ipekler, Bursa’nın tekstil merkezi haline gelmesinde önemli bir rol oynar.
18. yüzyıldan beri el tezgahlarında dokunan havlu dokuma yöntemleri, 15. Yüzyılda Osmanlı saraylarına dokunan Bursa kadifelerinden gelmektedir. Bursa’ya gelenler Kapalı Çarşı bölgesindeki hanlarda havlu satan mağazaları ziyaret eder ve hediyelik olarakta havlu almayı tercih ederler. Bugün, Bursa havlu üretiminde haklı bir yere sahiptir.
Anadolu Arabaları Müzesi
Anadolu Arabaları Müzesi, Türkiye'nin ilk ve tek Anadolu Arabaları Müzesi'dir. Umurbey Mahallesinde, İpeker Ailesine ait , toplam 17.000 metrekarelik bir alanda kurulu olan ipek fabrikası, restore edildi ve 28 Haziran 2002'de müze olarak ziyarete açıldı. Müzede bulunan arabalar; Anadolu'daki binlerce yıllık araba sanayi ve kültürünün canlı ve etkili köşe taşları, Anadolu tasarım tarihinin değerli ve anlamlı ürünleridir.
Karagöz Müzesi
Gölge oyununun öncüsü kabul edilen Şeyh Küşteri, Karagöz ve Hacivat'ın hatıraları, Bursa'da sembolleştirilmiştir. Bursa’nın en eski kabristanı olan Çekirge Caddesi’ndeki Yoğurtlu Baba Dergahı’nda bulunduğu düşünülen kabir, 1950 yılında anıt mezara dönüşmüştür. Beton, geniş platform üzerindeki sembolik bir perdede Karagöz ve Hacivat’ın çiniden rölyef heykelleri yer alır. Anıtın arkasında temsili üç mezar taşı vardırTürkiye Karagöz Müzesi, düzenli olarak Karagöz gösterileri yapılan tek binadır. 1997 yılında açılan müzede, Şinasi Çelikkol’un özel koleksiyonundan geleneksel Karagöz figürleri ile çeşitli ülkelerden toplanan kukla ve gölge oyunları figürleri Türkmen ve Yörük köylerine ait etnografya eserleri sergilenir.
Anıt mezarın hemen karşısında yer alan Karagöz Müzesi, geleneksel gölge oyununun yanı sıra, farklı etkinliklerin de yapıldığı bir kültür merkezi özelliğini taşır.
Su Kayağı Parkı
100 dekar alan üzerine kurulu, adası, gölü, çocuk oyun alanları, yürüyüş ve koşu parkurları, restoran, kafe, spor eşyası satış ve kiralama alanları ve su kayağı okulu ile mükemmel bir spor tesisi olarak hizmet verir.
Türkiye’nin ilk kablolu su kayağı tesisi ile Bursa’da 365 gün boyunca kayak yapma hayalini gerçeğe dönüştürür. Kış aylarında Uludağ’ın eteklerinde kayak yapmaktan hoşlananlar, yazın keyfini çıkarır.