TR
  • English
  • Türkçe
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • 中文 (Zhōngwén), 汉语, 漢語
  • español, castellano
  • فارسی
  • Deutsch
  • Français
  • gör

    Bursa

    Koza Han

    Sultan II. Bayezıt tarafından 1492 yılında, İstanbul’daki cami ve imaretine gelir getirmesi amacıyla yapılmıştır. Ulu Cami ile Orhan Cami arasındaki geniş alanda yer alır. Yapımında tuğla ve kesme taştan karma bir tekniğin kullanıldığı han, geniş dikdörtgen bir avlunun çevresinde iki katlı olarak yapılmıştır. Odaların önünü altta ve üstte bir revak çevreler. Revak kemerleri tuğla, üstleri kubbelidir. Koza Han’da üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplamda 95 oda yer alır. Günümüzde Bursa’nın en ünlü çarşısı olan Koza Han’ın üst katında ipek ve ipek ürünleri satılan mağazalar bulunur. Koza Han’ın üst katında güneye açılan bir kapısı, alt katta Orhan Cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük kapı turkuaz çinilerle süslüdür. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunur. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah ve inşaatın ustası ise Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simkeş, Beylik Kervansarayı, Cedid-i Amire gibi isimlerle bilinen ve Bursa’nın gözbebeği olan Koza Han, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.

    Muradiye Külliyesi

    Muradiye Külliyesi, Osmanlı Sultanlarının Bursa’da yaptırdığı son külliyedir. Sultan II.Murad tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılan külliye ve cami, medrese, darüşşifa (imaret), hamam ve türbeden oluşur. Çınar ve selvi ağaçlarıyla huzurlu mistik bir atmosfere sahip külliyenin bahçesinde II. Murat ve ailesine ait türbeler yer alır.

    Ulu Cami

    Yıldırım Bayezid tarafından 1396 – 1400 yılları arasında yaptırılan Bursa Ulu Cami, günümüzde Orhan Gazi Parkının da bulunduğu alandadır. Bursa’nın tarihi simgelerinden biri olan Ulu Cami, Osmanlı camileri arasında çok kubbeli yapıtların ilk anıtsal örneğidir. Ulu Cami’nin on iki büyük dört köşeli sütun üzerine oturan 20 kubbesi bulunur. Ulu Cami’nin inşaatına Yıldırım Bayezid’in 1396’daki Niğbolu zaferinden sonra başlanmıştır. Mimber kapısı üzerindeki kitabe, caminin bitiş tarihini 802 (1399-1400) yılları olarak gösterir. Türkiye’nin en ünlü ve en büyük camisi olan Ulu Cami iki minarelidir ve batıdaki minaresi Yıldırım Bayezid zamanında, doğudaki minaresi ise Çelebi Sultan Mehmed zamanında tamamlanmıştır.

    Sekiz sütun üzerine oturan yüksek ve sade müezzin mahfili 1549 yılında inşa edilmiştir. Mahfilin karşısındaki ayağa yerleştirilmiş yuvarlak tek parça mermerden oyulmuş taş kürsü, 1815 yılında yapılmıştır. Ulu Cami’nin iç duvarlarında farklı hattatlar tarafından kaleme alınmış hat levhaları ve duvar yazısı bulunur. Her levhanın altında o levhayı yazan hattatın kaligrafiyle atılmış imzası yer alır. Caminin iç duvarlarını süsleyen ve hat sanatının özgün örnekleri arasında yer alan 192 adet hat levhası vardır. 13 ayrı yazı karakteri ile 41 ayrı hattat tarafından yazılmış bu levhaların 87 tanesi duvar yazısıdır. Caminin içinde ayrıca çok değerli saatler, şamdanlar ve Kur’an-ı Kerim yer alır.

    Yeşil Cami

    Bursa’nın Yeşil semtinde bulunan ve 1419 yılında, Çelebi Sultan Mehmed zamanında yapılmış, “Ters T” planlı camilerden olan Yeşil Cami sadece Bursa’nın değil tüm Türkiye’nin en güzel tarihsel eserlerinden biridir. Caminin mimarı Hacı İvaz Paşa’dır.

    Yeşil Cami’nin girişindeki taç kapı, Türk taş oymacılığının güzel bir örneğidir. Mukarnaslı yaşmağı olağanüstü güzelliktedir. Kapı kemerinde yeşil taş ve mermerin kullanıldığı caminin büyük bölümü çini ile kaplıdır. İç duvarlar, tavanlar, mahviller ve geçiş eyvanlarının tümü çini ile kaplıdır. Caminin on metreden yüksek olan mihrabında çini işçiliğinin en mükemmel örnekleri görülür. Caminin en güzel köşelerinden biri olan bu mihrap, çeşitli geometrik ve çiçek motifleri ile kaplıdır.

    Türk & İslam Eserleri Müzesi

    İlk Osmanlı medreselerinden biri olan ve Sultaniye Medresesi olarak da bilinen Yeşil Medrese, Selçuklular’dan Osmanlı’ya büyük bir tarihe tanıklık eder. 1923 yılında İslam Eserleri Müzesi olan Yeşil Medrese’de 13. yüzyıldan 20. Yüzyıla dek uzanan geniş tarihe ait İznik , Kütahya örnekleriyle çini ve seramikler, ahşap, oyma ve kakma eserler, Türk metal sanatı örnekleri, tombak ve diğer metal eşyalar, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri ile geleneksel Türk el sanatları ve eserleri yer alır.

    Soğanlı Botanik Parkı

    Soğanlı Botanik Parkı 400 dönümlük bir alanda kuruludur. Bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalara açık olan Botanik Parkı, kurulduğu 1998 yılından beri birinci derece sit alanıdır.  Japon, Fransız, İngiliz Bahçeleri, gül bahçesi, kaya bahçesi, kokulu bitkiler bahçesi, şekilli bitkiler bahçesi gibi bölümlerin yer aldığı parkta, 150 tür ağaç, 27 çeşit gül, 76 tür çalı, 20 tür örtücü bitki yetişir. Parkın içinde yer alan tarihi ev görünümündeki otel ve restoranların mimarisinin esin kaynağı eski Bursa konaklarıdır. Soğanlı Botanik park, harika bitki örtüsü ve suni göletin yanı sıra sağladığı imkanlarla da özeldir. Parkta yer alan koşu ve yürüyüş yolları, spor alanları, bisiklet parkurları, çocuk oyun alanları, otomobil pisti, spor aletleri gibi etkinlik alanları parka ziyarete gelenlerin hayatına değer katar.

    Irgandı Köprüsü

    Boyacı Kulluğu Köprüsü'nün güneyinde bulunur. Osmanlıların tek arasta köprüsü olan bu taş köprünün, 1442 yılında II. Murad zamanında, Irgandı Ali oğlu tüccar Hoca Muslihuddin tarafından, Hacı İvaz Paşa’nın vakfiyesinde şahit gösterdiği Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırıldığı söylenir. Celali ayaklanmalarının ardından, 1640 yılında Bursa’ya gelen Evliya Çelebi'nin Seyahatname’sinde, köprünün üzerinde 200 dükkanın bulunduğu belirtilmekteyse de gerçekte köprü üstünde her iki tarafta da 32 dükkanın olduğu, bunlardan kuzeydoğu ucundakilerden birinin mescitle ayrıldığı, köprüyü taşıyanın tek olduğu anlatılır. Kemerin iki yanında ahır ve depolar vardır.

    Hüdavendigar Cami

    Hüdavendigar Camisi'nin kuzeybatısında bulunan türbe, I.Murat’ın oğlu Yıldırım Bayezid zamanında yapılmış, 1854 depreminde tamamen yıkıldığında ilk halinden farklı olarak inşa edilmiştir. Bugünkü halini II. Abdülhamit döneminde (1676-1909) almıştır. Sekizgen olan kubbenin ortasında, pirinç parmaklıklar içinde I.Murat’ın sandukası yer alır. Türbede I.Murat’ın sandukası haricinde yedi sanduka daha vardır.

    Emir Sultan Cami

    Emir Sultan Cami, Bursa’nın doğusunda Uludağ eteklerindeki bir tepenin üzerinde yer alır. Cami 15'inci yüzyıl başlarında, Yıldırım Bayezid’in kızı ve Emir Sultan’ın eşi Hundi Hatun tarafından, Emir Sultan’ın vefatı üzerine yapıldı.

    Caminin tek kubbesi sekizgen kasnak üzerine oturur. 17'nci yüzyıl İznik çinileriyle bezeli mihrap zaman içindeki onarımlar sırasında mermer olarak yeniden yapılmış ve iki yanında Korent başlıklı sütunlar yer almıştır. Cami avlusuna, batıdaki merdivenlerden çıkıldıktan sonra iki sütun arasındaki kapıdan geçilerek ulaşılır. Birbirlerine ahşap kemerlerle bağlanan onaltı adet mermer ayağın taşıdığı revakla çevrelenen avlunun ortasında şadırvan, güneyinde cami, kuzeyinde türbe ve ahşap odalar vardır.

    İznik

    İznik (Antik Nikaia) gölleri, doğal ve tarihi güzellikleri ile Bursa’nın görülmeye değer güzel bir beldesidir. İznik, Hristiyan alemi açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Sadece Kudüs ve Vatikan’ın önemli olduğu zamanlarda Hristiyanlık tarihinde kutsal şehir kabul edilmiştir. İlk ekümenik konsil, M.S. 325 tarihinde 218 piskoposun katılımıyla burada yapılmıştır. Hristiyanlıkta kutsal kabul edilen ülkemizdeki sekiz hac merkezinden biri İznik’tedir.

    Iznik’e geldiğinizde Ayasofya ve Roman Tiyatrosunu ziyaret edebilir, seramik atölyelerini ve çömlekçileri gezebilirsiniz. Göl kıyısındaki plajlarda güneşlenip yüzebilir ve gölde yaşayan tatlı su balıklarının tadına bakabilirsiniz. İznik, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alır.

    Gölyazı Köyü

    Gölyazı Köyü, Uluabat Gölü’nün kıyısında doğa ile tarihin birbirine geçtiği eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Antik çağlarda Apolyont olarak bilinen bu güzel köy, geleneksel mimarinin de örneklerini sergiler.

    Bizans ve Osmanlı stilleri iç içe geçmiştir. Buradaki güzellikler saymakla bitmez, ilkbaharda suların yükselmesiyle su altında kalan ağaçlar, sularda süzülen ördekler, pelikanlar, baharda evlerin çatılarına yuva yapan leylekler, temiz ve dar Arnavut kaldırımlı sokaklar ve dost canlısı çevre ahalisi buradaki güzelliklerin sadece bir bölümüdür. Aynı zamanda Kuş Cenneti statüsü kazanan Ulubat Gölü, küçük karabataklar, piedheron (Ardea picata) ve kaşıkçı kuşu için önemli bir üreme alanıdır.